COVID-19’UN İCRA VE İFLAS İŞLEMLERİNE ETKİSİ

COVİD-19’UN İCRA ve İFLAS İŞLEMLERİNE ETKİSİ

Dünya genelinde ve ülkemizde etkisi devam eden korona virüsü (Covid-19) sebebiyle hayat neredeyse durma noktasına gelmiştir. Bu süreçte devletler salgının yayılmasını engellemek için sokağa çıkma yasakları ve sosyal mesafe sınırlamaları başta olmak üzere çeşitli önlemler alma yoluna giderek bu salgınla mücadele etmeye çalışmaktadır. Ekonomi ve sosyal hayat başta olmak üzere her alanda etkilerini gösteren bu önlemler tabi olarak yargı sistemine de sirayet etmiş durumdadır. Yargı organlarında gerçekleştirilen bazı işlemler bu süreçte belli şartlar çerçevesinde ve belli süreler boyunca durdurulmuştur. Yargı sisteminin ayrılmaz bir parçası olarak icra ve iflas işlemleri de bu süreçten etkilenmiştir. Peki bu sınırlamalar ve sınırlamaların kapsamı nelerdir? Bu yazımızda salgının icra ve iflas işlemlerine etkilerini ele almaya çalışacağız.

COVID-19 Sonrası İcra ve İflas İşlemlerinde Yapılan Değişiklikler

Pandemi kapsamında icra ve iflas işlemleri için getirilen ilk kısıtlama Cumhurbaşkanlığı kararnamesi(22/03/2020 tarihli İcra ve İflas Takiplerinin Durdurulması Hakkındaki Karar) ile İİK md.330 hükmünün ön gördüğü şekilde icra ve iflas işlemlerinin 22/03/2020(bu tarih dahil) tarihinden itibaren 30 NİSAN 2020 tarihine kadar durdurulması oldu. Bu karar geçtiğimiz günlerde 15 HAZİRAN 2020 tarihine kadar uzatıldı.

22/03/2020 tarihinde yayınlanan kararnamede etkinin kapsamı; “COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayınlanmasını önlemek amacıyla alınan tedbirler kapsamında; bu kararın yürürlüğe girdiği tarihten 30/4/2020 tarihine kadar, nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere, yurt genelinde yürütülmekte olan tüm icra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ve bu çerçevede taraf ve takip işlemlerinin yapılmamasına, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınmamasına ve ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilmemesine karar verilmiştir.” olarak belirtilmiştir.

Bununla birlikte 26.03.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan 7226 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca;

b) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar durur. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlar. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini altı ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilir ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilir. Bu kararlar Resmî Gazete’de yayımlanır.

2004 sayılı Kanun ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlar kapsamında;

a) İcra ve iflas daireleri tarafından mal veya haklara ilişkin olarak ilan edilmiş olan satış gününün durma süresi içinde kalması halinde, bu mal veya haklar için durma süresinden sonra yeni bir talep aranmaksızın icra ve iflas dairelerince satış günü verilir. Bu durumda satış ilanı sadece elektronik ortamda yapılır ve ilan için ücret alınmaz,

b) Durma süresi içinde rızaen yapılan ödemeler kabul edilir ve taraflardan biri, diğer tarafın lehine olan işlemlerin yapılmasını talep edebilir,

c) Konkordato mühletinin alacaklı ve borçlu bakımından sonuçları, durma süresince devam eder,

ç) İcra ve iflas hizmetlerinin aksamaması için gerekli olan diğer tedbirler alınır.

Yukarıda belirtilen düzenlemeler ışığında söz konusu uzatma yetkisi kullanılmış ve icra ve iflas işlemlerine ilişkin durma hali 15 HAZİRAN 2020 tarihine kadar uzatılmıştır.

Bu düzenlemelerden anlaşılacağı gibi nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri ayrık kalmak koşulu ile icra ve iflas takiplerinin açılması, her türlü haciz istenmesi, paraya çevirme işlemlerinin yapılması, itiraz, itirazın kaldırılması, itirazın iptali vs. işlemlerinin yapılması belirtilen süre içerisinde mümkün olmayacaktır. Aynı şekilde ihtiyati hacizlerin icra ve infazı gerçekleştirilmeyecektir. Bu süreçte yasaklanan işlemlerin gerçekleştirilmesi halinde süresiz şikayet yoluna başvurulabilecektir.

Belirtilen tarihten(22/03/2020) önce yapılmış ve tamamlanmış olan işlemler hakkında ise herhangi bir özel bir durum söz konusu olmayıp bunlar geçerli olarak kalmaya devam edecektir. Örneğin bu tarihten önce açılmış ve kesinleşmiş bir icra dosyasında borçlunun aracına haciz konulmuş ise bu haciz devam edecektir.

Belirtilen tarihten önce bir ihtiyati haciz kararı alınmış ise bu karar 15/06/2020(bu süre tekrar uzatılır ise belirtilecek olan yeni tarihe kadar) tarihine kadar işleme alınamayacak ancak bu sürenin geçmesi ile birlikte karara ilişkin işlemler kaldığı yerden devam edecektir.

Bu süreçte icra takip işlemleri yapılamayacağı için zamanaşımı süreleri de işlemeyecek, aynı şekilde henüz hakkında herhangi bir takip açılmayan alacağa ilişkin zamanaşımı da bu süreçte işlemeyecektir.

İcra ve İflas İşlemlerine Dair Tüm Süreler Durduruldu Mu?

Durum bu olmakla beraber icra ve iflas hukuku açısından bir takım işlemlerin özellik göstermesi sebebi ile bunlar hakkında açıklama yapılması gerekmektedir.

Öncelikle bu süreçte borçlunun borcunu sonlandırmak için yaptığı ödemelerin kabul edileceği belirtilmiş ise de bu kapsamda icra dosyasına borçlu tarafından yatırılan paranın alacaklıya ödenip ödenmeyeceği hususu açık değildir. Borçlunun borcunu kapatma iradesi ile yaptığı ödemeye rağmen dosyanın açık kalması ve dosya kapsamında konulan hacizlerin devam etmesinin borçlunun aleyhine sonuçlar doğuracağı açıktır. Aynı zamanda durdurma salgının yayılmasının engellenmesine yönelik olarak tedbirlerin alınması ile bu tedbirler alınırken tarafların hak kaybına uğramamasına yönelik olarak alınmıştır. Denilebilir ki burada borçlunun hak kaybına uğramasına engel olma amacı ile hareket edilmektedir. Borçlunun kendi lehine olan bu durumdan feragat etmesinin hukuka aykırı olacağını söylemek güçtür. Aynı şekilde taraf menfaatlerinin dengesinin sağlanabilmesi için alacaklıya da dosyaya yatan paranın ödenmesi gerekir.

Bir diğer husus icra ve iflas işlemlerine müdahil olan 3. Kişilerin durumudur. Burada kendilerine haciz ihbarnameleri ve müzekkereler gönderilen 3.kişilerin durumu özellik göstermektedir. Bu kişilerin de aldıkları haciz ihbarnameleri ve müzekkerelerin henüz süresi dolmamış ise bunlara ilişkin durma kararından etkileneceği ve cevap/itiraz sürelerin işlemeyeceği açıktır. Ancak 22/03/2020 tarihinden önce kesinleşmiş olan ihbarname ve müzekkereler hakkında farklı fikirler mevcuttur. Kanaatimizce bu süreçte tarafların mağduriyetlerine en az olanak verebilecek yol tercih edilmelidir. Bu sebeple kesinleşmiş olan ihbarname ve müzekkerelere ilişkin kesintilerin devam etmesi gerekmektedir. Zira bu yol hem süre dolduktan sonra borçlunun geriye dönük olarak biriken miktardan sorumlu olmasının önüne geçecek hem de kesinleşmiş bir işlem olmasına rağmen işlemin yapılmaması yolu ile alacaklının hakkını alması engellenmemiş olacaktır.

Tarafların haricen anlaşması halinde, taraflardan biri diğerinin lehine olarak talepte bulunabileceğinden dolayı, dosyanın kapatılarak hacizlerin kaldırılması talep edilebilir ve bu talebin yerine getirilmesi gerekmektedir.

İflas takiplerinde de durum icra takiplerindekine paralel olarak değerlendirilecektir. Buradaki takiplerin açılması da mümkün olmayıp açılmış ve kesinleşmemiş takiplere ilişkin süreler de duracak, işlemeyecektir. Ancak doğrudan doğruya iflasın istenmesi mümkün olup güncel gelişmeler ışığında bu durumu engelleyen herhangi bir hüküm ihdas edilmiş değildir.

Konkordato takiplerine ilişkin süreler de  İcra ve İflas Takiplerinin Durdurulması Hakkındaki Karar ile durdurulmuştur. Aynı şekilde konkordato mühleti de söz konusu süreler işlemeyeceği için kendiliğinden uzamış olmaktadır.

Salgının kapsamının ve etkisinin gün geçtikçe artması üzerine alınan bu tedbirler güncel olarak takip etmeyi gerekli kılmakta olup önümüzdeki süreçte hangi düzenlemelerin getirileceğini ön görmek pek mümkün görünmemektedir. Dolayısıyla söz konusu sürece ilişkin en güncel bilgilerin alınması ve hak kayıplarından kaçınmak için alanında uzman izmir icra avukatı aracılığı ile yardım alınmasını tavsiye ederiz. 

Son Yazılar

Hukuki Yardım Al

Danışmak istediğiniz her konuda bize ulaşın!

BİZE ULAŞIN